فَآتَاهُمُ اللَّهُ ثَوَابَ الدُّنْيَا وَحُسْنَ ثَوَابِ الْآخِرَةِ ۗ وَاللَّهُ يُحِبُّ الْمُحْسِنِينَ |
ARAPÇA LATİN |
Fe âtâhumullâhu sevâbed dunyâ ve husne sevâbil âhireh(âhireti), vallâhu yuhibbul muhsinîn(muhsinîne). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Allah da onlara hem dünya nimetini, hem de ahiretin güzel mükâfatını verdi. Allah, güzel davrananları sever. |
|
DİYANET VAKFI |
Allah da onlara dünya nimetini ve (daha da önemlisi,) ahiret sevabının güzelliğini verdi. Allah, iyi davrananları sever. |
|
ELMALILI SADE |
Allah da onlara hem dünya nimetini verdi hem de ahiretin güzel sevabını verdi; öyle ya Allah güzel iş yapanları sever. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Artık Allah Teâlâ da onlara hem dünya nîmetini, hem de ahiret sevabının güzelliğini verdi. Ve Allah Teâlâ muhsin olanları sever. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Allah da onlara hem dünya kazancını ve hem de ahiret mükâfatının en güzelini verdi. Allah iyi işler yapanları sever. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Allah da onlara dünya nîmetlerini ve âhiretin güzelim mükâfatını verdi ve Allah, iyilik edenleri sever. |
|
İBN-İ KESİR |
Bu yüzden Allah, onlara dünya nimetini de, ahiret nimetini de fazlasıyla verdi. Ve Allah ihsan edenleri sever. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Böylece Allah, dünya sevabını da, ahiret sevabının güzelliğini de onlara verdi. Allah iyilikte bulunanları sever. |
|
BEKİR SADAK |
Bu yuzden Allah onlara dunya nimetini de ahiret nimetini de fazlasiyle verdi. Allah islerini iyi yapanlari sever. * |
|
CELAL YILDIRIM |
Bu sebeple Allah da onlara hem dünya sevabını, hem âhiretin güzel sevabını verdi. Allah iyi yararlı işlerde bulunan iyileri sever. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Nihayet Allah onlara hem dünyâ ni´metini, hem âhiret sevabının güzelliğini verdi. Allah iyi hareket edenleri sever. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Nihayet bu dua ve savaşlardaki direnmeleri sebebiyle Allah onlara hem dünya nimetini, hem de ahiret sevabının güzelliğini (cenneti) verdi. Allah güzel iş yapanları sever. |
|
ALİ BULAÇ |
Böylece Allah, dünya ve ahiret sevabının güzelliğini onlara verdi. Allah iyilikte bulunanları sever. |
|